Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin Kadın Tarafı

Uluslararası İşçi Filmleri Festivali (İFF) 2006’tan beri her yıl 1 Mayıs’ta İstanbul ve Ankara’da seyirci ile buluşmaya başlıyor ve sonrasında yıl sonuna kadar Türkiye’nin pek çok ilinde düzenleniyor. İFF’nin iki kadın emekçisi ile festivali, festivalin kadın tarafını ve bu yılını konuştuk.
Paylaş:
Serap Güre  serap.gure@gmail.com

Uluslararası İşçi Filmleri Festivali (İFF) 2006’tan beri her yıl 1 Mayıs’ta İstanbul ve Ankara’da seyirci ile buluşmaya başlıyor ve sonrasında yıl sonuna kadar Türkiye’nin pek çok ilinde düzenleniyor. İFF’nin iki kadın emekçisi ile festivali, festivalin kadın tarafını ve bu yılını konuştuk.

Festival bu yıl 17. Kez seyirci ile buluşuyor. Elbette bizler de bu yılki seçkiyi ve etkinliklerinizi merak ediyoruz. Ama önce nedir Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ni diğer film festivallerinden ayıran diye sormak istiyoruz?

Deniz Devrim Dede: İFF her şeyden önce emeği görünür kılan bir festival. Ötekilerin ya da belki dezavantajlı grupların demek de lazım; işçilerin, kadınların, çocukların, mültecilerin LBGTİQA+ların insan hakları mücadelesi verenlerin emeği… En büyük farkı sponsorsuz, yarışmasız, ücretsiz olması ve yalnızca gönüllü emeği ile düzenlenmesi. Sponsorsuz olmamızın ve öyle kalmak istemimizin nedenlerinden biri; emek, mücadele hikayeleri anlatan filmleri seyirci ile sansürsüz buluşturmamız.

Ece Ünsal: Bunlara bir de doğrudan politik derdi olan bir festival olduğunu ekleyebilirim. Türkiye ve dünyada insanlar neler yaşıyorlarsa, hangi mücadeleleri veriyor, nelere direniyorlarsa festivalde biz bunu yansıtmaya çalışıyoruz. Mücadelenin bir parçası olarak görüyorum bu festivali. Festival gönüllüleri olarak bizler de bu mücadelenin içinde var oluyoruz aslında. Diğer festivallerle karşılaştırma yapmak istemem ama İFF’nin bu mücadelenin bir parçası olduğu söyleyebilirim. Belirli bir kitleye hitap etmeyen, herkesin festivali bu festival. Mücadele veren insanlar, yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın değişik yerlerinde de gittikçe yalnızlaştıklarını hissedebiliyorlar. Bu mücadele öykülerini seyirci ile buluşturduğumuzda bir fark yarattığımızı düşünüyoruz. Dünyanın öbür ucundaki bir işçinin verdiği mücadeleyi bir film ile anlayabiliyoruz, o film ile duygudaşlık kurabiliyoruz ya da o mücadeleyi örnek alabiliyoruz. Bunların hepsi bir film ile gerçekleşebiliyor.

İFF, işçiyi nasıl tanımlıyor?

Ece: Neoliberalizm ile işçi kavramı çok daha genişledi. Daha öncesinde, işçi dediğimizde, mavi yaka olarak tanımladığımız fabrikalarda çalışan işçiler gelirdi aklımıza. Ancak neoliberalizmin bizi getirdiği yer; beyaz yaka dediğimiz ofis çalışanlarının, mühendislerin, mimarların da işçi kategorisinde olduğudur. Aynı şekilde, öğretmenler, sağlık çalışanları vb. O yüzden işçi filmi dediğimizde sadece mavi yaka işçilerin mücadelesinden bahsetmiyoruz. Yaşamak için zamanını ve emeğini satmak zorunda kalan kesimlerin tamamına işçi diyoruz.

Feminist mücadele burada da sürüyor

Gönüllü emekten bahsettiniz ve biliyoruz ki festivalin düzenleyiciliğini yıllarca üstlenen pek çok sendika var. Ne yazık ki, buralarda da patriarkal ilişkilere rastlamak mümkün, hele de gönüllü emek söz konusu olduğunda. Bunu İFF’nin arka planında gözlemliyor musunuz?

Deniz Devrim: Buralardan tam olarak özgürleşmiş değiliz. Feministler olarak her alanda olduğu gibi zaman zaman İFF’de de bu mücadeleyi vermek zorunda kalabiliyoruz.

Ece: Bizler, bütün festival ekibi olarak; emekten, emeği üreten işçiden yana erkek şiddetine karşı olduğumuzu dile getiriyoruz ve mücadelemiz de bu yönde. Karma bir festivaliz ve bu festivalin içinde birbirimizden birçok şey öğreniyoruz, birbirimize birçok şeyi de öğretmeye çalışıyoruz. Bu tür ya da başka bir sorun yaşadığımızda da bunu erkek arkadaşlarla, feminist yöntemle herkese açık bir şekilde çözmeye çalışıyoruz. Feminist mücadele hiçbir yerde bitmediği gibi burada da devam ediyor. Bu da bizim mücadele alanlarımızdan biri. Bu sadece bizim festivalimiz için geçerli değil, karma olan her yer için geçerli olabiliyor.

Deniz Devrim: İFF’de de kadın kadının yurdu. Erkek olmayan festival emekçilerine yol açan, Türkiye’deki feminist mücadeleyi takip eden erkek yol arkadaşlarımızın sayısı İFF’de hiç de az değil. Feminist mücadelenin dönüşümünü diğer arkadaşlarımızda da görmek mücadeleye devam etmemizi kolaylaştırıyor.

Festivalin arkasında da büyük bir emek olduğu belli. Festivaliniz nasıl işliyor, gönülleriniz kimler, iş bölümü nasıl?

Ece: Her şey iş bölümü ile işliyor. Film seçim ekibi, açılış organizasyonu, afiş tasarım ekibi gibi birçok ekibimiz var. Her ekip dayanışmacı bir ruhla kendi aralarında toplantılar düzenleyip çalışıyor aynı zamanda bütün ekiplerin buluştuğu düzenli büyük toplantılarımız da oluyor.

Deniz Devrim: Her meslek grubundan gönüllülerimiz var diyebiliriz. Aramızda sinema sektöründe yönetmenlik, görüntü yönetmenliği, alt yazı – seslendirme çevirmenliği vb. işleri yapan arkadaşlarımız da var. Benim gibi, Ece gibi başka meslekleri olan arkadaşlarımız da. Örneğin ben pratisyen hekimimin.

Ece: Ben de öğretmenim. Bir başkamız mühendis, öğrenci gibi. Ama ortak noktamız iyi sinema izleyicileri olmamız ve bu konuda kendimizi geliştirmeyi iş edinmemiz.

Herkes İFF gönüllüsü olabiliyor mu?

Ece: Gönüllü bir festival olduğu için bizimle çalışmak isteyen herkese açığız. Tabii İşçi Filmleri Festivali ile aynı dertleri taşıyan; haktan, emekten yana, sömürüye, erkek şiddetine karşı olan herkese açık.

Festivalin o yılki seçkisini nasıl hazırlıyorsunuz, hazırlarken karşılaştığınız zorluklar neler oluyor?

Deniz Devrim: Seçkimizi oluşturmak için her yıl festivalin başvurularının başladığını web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımız üstünden duyuruyoruz. Bu yıl 60 ayrı ülkeden 594 başvuru aldık. Bu filmlerin değerlendirilebilmesi için her birinin izlenmesi gerekiyor elbette. Bu da oldukça emek isteyen yoğun bir iş. Bazı yıllar başvuran filmlerin hepsi çok güzel, çok nitelikli olabiliyor ama gösterim olanaklarımız kısıtlı olduğundan çok iyi bir filmi bile seçki dışına almak zorunda kalabiliyoruz.

Mahalle gösterimleri de var

Ece: Adımızdan da anlaşıldığı gibi öncelikle işçi ve emek konulu filmlere yer veriyoruz seçkimizde. Ama daha önce Deniz’in de değindiği gibi kadın, LBGTIQA+, insan, çocuk hakları, kent ve doğa mücadelesi temalı filmlere her yıl mutlaka yer veriyoruz. Bir de bu coğrafyada üretilmiş iyi sinema filmlerinin önünü açmak gibi bir gayretimiz var. Bu filmler çoklukla sinema salonlarında yeterince yer bulamayabiliyor. Eğer o filmler bize başvurmazlarsa, bizler onlara ulaşıp seçkimize dahil etmeye çalışıyoruz.

Deniz Devrim: Aynı şekilde yabancı filmlere de ulaşmaya çalışıyoruz. Özellikle Türkiye’de sinema salonlarında yer bulamamış, bize başvurmamış ama bizim temalarımızı işleyen yabancı filmleri de seçkimize dahil etmeye çalışıyoruz.

Bu yıl seçkinizde yer alan filmler arasında “sakın kaçırmayın” dediğiniz filmler var mı?

Ece: Seçkimize aldığımız bütün filmler oldukça güzel ve anlatılmayan ya da nadiren işlenen konuları ele alıyorlar yine. İçlerinden birkaçını seçmek oldukça zor.

Deniz Devrim: Evet 20 ayrı ülkeden çok güzel filmleri seyirci ile buluşturmaya hazırlanıyoruz. Ama Kadınİşçi ile konuşurken söylemeden edemeyeceğim, yapımcılığını veya yönetmenliğini kadınların üstlendiği, erkek şiddetine, partiarkaya karşı mücadeleyi, kadının ücretli ücretsiz emeğini ele alan çok güzel filmler var seçkimizde.

Ece: Bu filmlerin bazıları festivalimizde Türkiye prömiyeri de yapıyor. Ama bir filmi diğerinden ayırmak zor, web sitemizde yayınlanan festival kitapçığında bunların hepsini görebilirsiniz.

Filmleriniz seyirci ile nasıl ve nerelerde buluşuyor?

.

Deniz Devrim: Son iki yıldır pandemi nedeniyle yalnızca online gösterimler ve etkinlikler düzenledik. Bu yıl ilk kez hem online hem de yüz yüze gösterimlerimiz olacak. Elbette hepsi ücretsiz gösterilecek. Online gösterimlerimiz 2 Mayıs’ta YouTube kanalımızda başlayacak ve yalnızca 8 Mayıs’a kadar devam edecek. Web sitemizde yayınlanan programdan hangi filmin ne zaman seyirci ile buluşacağını görmek mümkün.

Ece: Bu yıl da film gösterimleri sonrasında film ekipleri ile söyleşiler yapacağız. Yine 2 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenecek açılış gecemiz hem online hem de yüz yüze olacak. Bayram sonrası yüz yüze gösterimlerimiz İstanbul ve Ankara’da 8 Mayıs tarihine kadar devam edecek.

Deniz Devrim: İlerleyen tarihlerde festivalimiz yüz yüze gösterimlerine Türkiye’nin birçok ilinde devam edecek. Her bir ilin gösterim programı yine web sitemizden yayınlanacak. Bu yıl da mahalle gösterimleri düzenleyerek daha çok insana ulaşmaya çalışacağız. Yeniden kısmen de olsa seyircimiz ile sinema salonlarında buluşacağımız için heyecanlıyız.

https://www.iff.org.tr/

İFF YouTube: https://www.youtube.com/channel/UCNrrRyknHWUfzLxhEplOULQ

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!