Birleşik Krallık’ta yeni göreve gelen başbakanın koltuğu sallantıda. Boris Johnson’ın istifasının ardından 6 Eylül’de başbakan olan Liz Truss’a kendi partisi isyan etti. Muhafazakâr Parti üyesi 100’den fazla milletvekili, Truss’ın istifa etmesi ya da parti içinde güven oylaması yapılması için başvuruda bulundu.
Truss liderliğindeki hükümetin açıkladığı vergi indirimi paketi büyük tepki çekmiş, piyasalarda çalkantıya yol açmıştı. Bunun üzerine, Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng, yalnızca 38 gün oturabildiği makamdan 14 Ekim’de istifa etmek zorunda kalmıştı. Başbakanın da bu hafta değişebileceği belirtiliyor.
Öte yandan çiçeği burnunda hükümetin tartışma yaratan tek icraatı bu değil. İş, Enerji ve Sanayi Stratejisi Bakanı Jacob Rees-Moog, 22 Eylül’de parlamentoya “Muhafaza Edilen AB Hukuku Tasarısı’nı (İptal ve Reform) getirdi. Tasarı yasalaşırsa, Avrupa Birliği’nden ayrılmasının ardından Birleşik Krallık’ın hukuk sisteminde yapılacak en büyük dönüşüm gerçekleşecek.
AB yasaları yürürlükten kalkacak
Tasarı, muhafaza edilmesi için özel bir düzenleme yapılmadığı takdirde, 31 Aralık 2023 itibarıyla tüm AB yasalarının otomatik olarak yürürlükten kaldırılmasını öngörüyor. Ancak Birleşik Krallık’ın yasaların çoğu (2 bin 400’den fazla yasa) AB kaynaklı. İçlerinde en temel işçi haklarına, özellikle de kadın işçilerin haklarına yönelik yaşamsal önemde düzenlemeler var.
Tasarı geçerse, bu yasaların hangilerinin korunacağı ve iç hukuka dahil edileceği belirlenecek ve gerekli düzenlemeler yapılacak. Ama bu kadar kısa sürede 2 bin 400’ten fazla yasanın gerektiği gibi incelenmesi ve bu düzenlemelerin yapılması olanaksız görünüyor. Dahası, milyonlarca işçiyi ilgilendiren kritik yasaların budanabileceğinden endişe ediliyor.
Bu nedenle tasarıya tepki gösteren sendikalar, işçilerin, özellikle de kadın işçilerin bir anda korunmasız kalabileceğine dikkat çekiyor.
Kadınları 70’lere geri gönderecekler!
Birleşik Krallık’ın en büyük sendikal örgütü Kamu Sendikaları Birliği (UNISON), tasarının yasalaşması durumunda “kadınların 70’li yıllara gönderileceğini”, buna izin vermeyeceklerini vurguluyor.
Birlikten yapılan açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
“Birçok temel işyeri koruması – tatil ücreti, doğum ücreti, kadın ve erkekler için eşit ücret – Avrupa Birliği’nden geliyor. On yıllardır AB yasaları, Birleşik Krallık’ta insana yakışır çalışma standartları sağlayarak işçileri sömürü ve ayrımcılığa karşı koruyor.
Sömürüyle mücadele etmek, çalışanları korumak ve insana yakışır ücret ve işi teşvik etmek için çalışan bir sendika olarak UNISON, Muhafaza Edilen AB Hukuku Tasarısı’nda yer alan teklifler karşısında dehşete düşmüş durumda.
İş Bakanı Jacob Rees-Mogg, tasarıyı İngiltere’nin AB’den ayrılmasının son aşaması olarak tanıttı. Hükümet yeni ve eşdeğer Birleşik Krallık yasaları çıkarmaya karar vermediği sürece, işçileri koruyan yasaların Aralık 2023’te otomatik olarak ortadan kaldırılması için hızlı bir taşıma bandı harekete geçirildi.”
Tatiller, eşit ücret, gebelik korumaları…
Açıklamaya göre, tehlikede olan haklardan bazıları şunlar:
- Tatiller: Yıllık ücretli izin hakkı –asgari sekiz resmi tatil hakkı tanınması;
- Eşit ücret: Karşı cinsten bir üye aynı işi yaptığı halde daha fazla ücret aldığında işvereninize meydan okuyabilme;
- Aile dostu politikalar: Ücretli annelik, babalık ve ebeveyn iznine sahip olma bunun yanı sıra, işten çıkarılma veya terfi alamama gibi haksız muamelelere karşı korunma;
- Dinlenme molaları: Altı saatin üzerindeki çalışmalarda 20 dakika dinlenme hakkı ve her iki haftada bir iki günlük mola hakkı;
- Gebelik korumaları: Hamile ve doğum iznindeki kadınların ayrımcılığa karşı korunması ve daha elverişli koşullarda alternatif çalışma hakkı;
- Girdi-çıktıya karşı koruma: Kovma-yeniden işe alma ve toplu işten çıkarmalara karşı koruma.
Kadınların kazanılmış hakları tehlikede
UNISON’un açıklamasında “Bu temel korumalar olmadan, Birleşik Krallık işçileri – özellikle de kadınlar – 1970’lere geri dönecek. AB yasalarının kalkanı olmadan, Birleşik Krallık’taki işçiler, işi daha güvensiz ve tehlikeli hale getiren Amerikanlaştırılmış, ‘işe al ve işten çıkar’ kültürüne maruz kalacaklar” deniyor.
Düzenlemenin ‘eşdeğerde işe eşit ücret’ hakkı gibi, çalışan kadınlar için on yıllardır güçlükle kazanılan hakları yok edeceğine vurgu yapılıyor.
Ayrıca, çocuk bakımının bir ‘kadın meselesi’ olarak görülmemesini, ebeveyn izni ve babalık izni yoluyla paylaşılmasını amaçlayan, çalışan ebeveynleri destekleyen ‘aile dostu’ politikaların kaldırılacağı belirtiliyor.
Hükümetin böyle bir yetkisi yok
UNISON Hukuk Hizmetleri Başkanı Shantha David’in tasarıyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
“1 Ocak 2024 gece yarısında, son 50 yılda geliştirilen çok sayıda önemli çalışma hakkı ortadan kalkacak. AB üyesi olduğu zaman Birleşik Krallık hükümeti, bu yasaların formüle edilmesine yardımcı oldu. İşçiler ve patronlar için kesinliği olan yasal ilkelerin oluşturulması için mücadele ettik. Ama şimdi, ‘bürokrasi’ adına bu hukuk ilkeleri ortadan kalkacak. Bunun ne olduğunu görüyoruz: İşçilere yönelik bir saldırı.”
UNISON Genel Sekreteri Christina McAnea ise şunları söylüyor: “Çalışan insanların büyük mali baskılar ve belirsizlikler yaşadığı bir zamanda, istikrar ve desteğe ihtiyacımız var – işçi haklarını ateşe atmaya değil. Bu hükümetin ücretli tatilleri, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini ortadan kaldırma veya çalışan ebeveynleri destekleyen hakları geri alma yetkisi yok. Bu tasarı tüm çalışan kadınlara yönelik bir saldırıdır. UNISON ve 1,3 milyon üyemiz bunun olmasına izin vermeyecektir.”
Fotoğraf: UNISON