Yaşamı devrim olan bir kadın: Flora Tristan

“Baskı altında olan erkek, bir başkasını baskı altına alacaktır.  Bu da karısıdır. Kadın bir proleterin proleteridir.” Maddi bir ezilme durumuna bir sömürü biçimine vurgu yapan bu sözler, kadın işçi hareketinin öncülerinden Flora Tristan’a ait. Kadınların kendi devrimlerini yapmaları gerektiğini savunan Tristan’ın hayatı bu devrim için mücadele ile geçti.
Paylaş:
Fitnat Durmuşoğlu
Fitnat Durmuşoğlu
fitnat.d@hotmail.com
Fitnat Durmuşoğlu

“Baskı altında olan erkek, bir başkasını baskı altına alacaktır.  Bu da karısıdır. Kadın bir proleterin proleteridir.” Maddi bir ezilme durumuna bir sömürü biçimine vurgu yapan bu sözler, kadın işçi hareketinin öncülerinden Flora Tristan’a ait. Kadınların kendi devrimlerini yapmaları gerektiğini savunan Tristan’ın hayatı bu devrim için mücadele ile geçti.

Flora Tristan da Nisan ayında doğanlardan 7 Nisan 1803 yılında Paris’te doğar. Dört yaşına kadar Paris’in zengin semtinde küçük bir sarayda yaşar. Annesi Fransız, babası zengin bir Peru’lu idi. Anne ve babasının evliliğinin İspanya kralı tarafından tanınmamış olması nedeniyle, babası öldüğünde bütün miras hakkını annesiyle birlikte kaybeder. Anne-kız Paris’in yoksul bir semtinde küçük bir odaya taşınır. Flora’nın çocukluğu fakirlik içinde geçer. Evlilik dışı doğmuş bir çocuk olarak kabul edildiğinden, babasının mirasından yoksun kalmasının yanı sıra çevresi tarafından da aşağılanır. 17 yaşındayken bir atölye sahibi olan bakır ustası Andre Chazal’ın yanında desen işçisi olarak çalışmaya başlayan Flora, 1821 yılında ailesi tarafından patronuyla evlenmeye zorlanır. Evlendikten sonra ilk kızını, iki yıl sonra da ikinci kızı olan Ernest Camille’i dünyaya getirir. Kocası sarhoş, despot, karısını fuhuşa zorlayan bir adamdır.

Flora bu duruma dayanamaz. O dönemde bir kadının kocasından ayrılması yasal olarak imkânsız olduğundan üçüncü çocuğuna hamileyken evden kaçar ve 1826 yılında İngiltere’ye giderek hizmetçilik yapmaya başlar. Orada evlenmeden önceki soyadı olan Tristan’ı kullanır.   Bu sırada kızı Aline Marie’yi doğurur.

1833 yılında Flora Peru’ya giderek babasından kalan mirası istese de yasal olmayan bir evlilikten dünyaya geldiği için hiçbir şey alamaz. Evliliği konusunda orada da haksız görülür. Bunun üzerine Flora Tristan, kızına  “Sana yemin ederim senin için daha iyi bir dünya yaratmak uğruna savaşacağım, sen ne köle olacaksın ne de parya” diye yemin eder. Ve Fransa’ya döner.

1834 yılında yabancı kadınlara iyi davranılmasının gerekliliği konusunda bir broşür yayımlayarak kadınlar arasında ilk dayanışma eylemini gerçekleştirir. Karşılıklı yardımlaşmaya dayalı bir toplum yaratmak ister. “Tarih göstermiştir ki, her çağda reformlar ancak toplumun acı çeken ve değişiklik gereksinimi duyan kesimlerinin birleşmesiyle ortaya çıkar,” demektedir.

Kadın da aile reisi olmalı

1836 yılında 11 yaşındaki kızı Aline, kocasının isteği ve mahkeme kararı ile babasına verilir. 1837 yılında Tristan, Paris milletvekilleri odasına, Bir Paryanın Anıları ve Yolculukları adlı yazısı ile başvurur. Yazısının konusu özgür bir kadının, bireysel kurtuluşuna karşı olan bir toplumla mücadelesidir. Onun paryalığı, dünyaya gelişinin yasadışı kabul edilmesiyle başlamıştır. Kanunlar ve polis tarafından sürekli korunan kocasından yasal yolla boşanamadığında ise toplum nezdinde ikinci kez parya olmuştur. Flora’nın saygınlığa kavuşturmak istediği, aslında aşağılanan ve ezilen “Parya kadın”dır. Aynı eserinde boşanma yasasının yeniden düzenlenmesini ve kadının aile reisi olmasını da savunur. Tristan’ın ancak, kocasının kızına cinsel tacizde bulunduğunu öğrenip bunu mahkemeye şikâyet etmesinden sonra mahkeme onların ayrılmasına karar verir. Ve çocuklar annenin vasiliğine geçer. Kocası bu olaylardan sonra da Flora’yı rahatsız eder. Onu iki kez öldürme girişiminde bulunur. Tutuklansa da hak ettiği cezayı almaz.

1838 yılında Flora’nın tek romanı olan Mephis yayınlanır. Ertesi yıl tekrar İngiltere’ye gider orada fabrikalarda, gecekondularda, meyhanelerde röportajlar yapar, imalathaneleri gezer, işçi sınıfının yoksulluk içinde olduğunu görür. Günün 15 saatini makine başında geçiren kadın işçilerle tanışır. 1840 yılında fahişeleri savunan, varlıklı Aristokrat’ları, fabrika sahiplerini betimleyen ve bunlarla işçi mahallelerinin sefaletinin çelişkisini vurgulayan Chartist hareketi ve İngiliz işçi yaşamını anlatan Londra Gezileri (Promenades des Londres) adlı eserini yayımlar. Flora Tristan’ın amacı evrensel işçi birliğinin temelini oluşturmaktır. “Bugün eylem günüdür. Varlığınız yolunda eyleme geçmek size, yalnızca size aittir. Yaşam… Veya ölüm… Sizin içindir. Öyleyse! Birleşin!” der.

1789 yılı Fransa’sındaki savaşları anımsatır. İşçilerin devlet güçleriyle nasıl çatıştıklarını hatırlatır. Londra Gezileri Paris’te yayımlandığı zaman yayın dünyası içinde büyük başarı kazanır. 1840 yılındaki iki baskıyı 1842 yılında iki baskı izler İngiltere’de ise bu yayın pek fazla ilgi çekmez. Yalnızca Friedrich Engels’in çalıştığı Robert Owen’e bağlı yayınlar bu eserle ilgilenirler.

Kurtuluşun işçilerin kendilerinden geleceği düşüncesi çok erken bir tarihte onun kafasında oluşur. (Bir görüşe göre Marks’tan da önce)

Artık eylem zamanı

Londra’dan döndükten sonra, sömürülen işçi sınıfının hayat koşullarını düzeltmek için, teorik bilgileri somut önerilere ve önlemlere dönüştürme kararını alır. Çağının toplumsal eleştiri kitaplarını inceledikten sonra, bunların yetmeyeceği inancına vararak, 1843 yılında İşçi Birliği isimli kitabı kaleme alır. Bu çalışma işçi sınıfının kurtuluşunu, bütün çalışanların birleşmesi ve kendi kendisini yönetmesi ile ilgili gören ve bu amaca nasıl ulaşılacağı konusunda somut öneriler getiren ilk çalışmalardan biri sayılır. “İşçi erkekler ve kadınlar, artık söylenecek ve yazılacak hiçbir şey kalmadı. Çünkü sizin sefaletinizi herkes biliyor; yapılacak sadece tek şey kaldı; Charta’da yazılı haklar için güç kullanmak. Artık eylem zamanı geldi. Sizlere, sadece sizlere düşen kendi işlerinizle ilgilenip ona göre hareket etmek…”

Tristan, işçilerin örgütlü mücadelesini savunan ilk kadınlardan biridir. Daha iyi çalışma koşulları ve ücret, kadın ve erkek işçilerin büyük kitleler halinde örgütlenmesini, kendi aralarında fon oluşturmalarını ve bu fonlarla içinde çocuklara ve yetişkinlere meslek dersi verilecek kuruluşların yer alacağı işçi saraylarının kurulmasını önerir.

İşçi Birliği adlı eseriyle işçilerin kurtuluşuyla kadın sorununu birlikte düşünür. Londra Gezileri adlı eserinde fuhuşu kapitalizmin bir sonucu olarak gösterir. Bu kitapta bir adım daha ileri giderek bütün kadınların haklarının yenmesinin erkek mantığından kaynaklandığını ve bunun altı bin yıllık bir lanetin sonucu olduğunu söyler. Fakat Flora’nın önerdiği, kadının bir cins üstünlüğü değildir. “Siz zavallı işçiler, sizi geliştirmek ve eğitmek için yalnızca anneniz var. Sizlerden yaşamasını bilen erkekler yaratmak için de yoksulluk ve cehalet arkadaşlarınız olan kendi sınıfınızın kadınlarından başka dayanacak gücünüz yok,” diye seslenir.

Çamaşırcı kadınları görünce de, “Kız kardeşlerim, sizleri kurtaracağıma söz veriyorum. Kadınlar da kendi 1789’larını yapmalı, kendi sınıflarını oluşturmalıdırlar,” der. O, işçilerin durumu ile kadınlar arasında bir koşutluk kurar. Her ikisi de zulme uğramış, ezilen taraftır.

Kadının statüsünün değişmesi için önerilerini şöyle sıralar: “Eğitim ve meslek öğreniminde tam eşitlik; eşit işe eşit ücret; babanın parasal kaygılarından bağımsız olarak eş seçebilme özgürlüğü; boşanma hakkı; evli olmayan anneler için yasa önünde eşitlik ve evlilik dışı çocuklara mirastan pay verilmesi.”

Tristan, İşçi Birliği’nin basılması için gerekli parayı çevresinden toplar. Bunu yaparken de bazı insanlar tarafından alaya alınır. Fakat broşür yayımlandıktan sonra büyük yankı uyandırır. Tristan, Toulon, Lyon ve Bordeaux’lu işçilerden görüşme çağrıları alır. Bunun üzerine Fransa turuna çıkar. Bazı kentlerde yöneticilerin kötü davranışlarıyla karşılaşır. Sonunda Bordeaux şehrine gelir fakat orada beyin kanaması geçirir. 14 Kasım 1844 yılında kırk bir yaşında ölür.

Tristan’ın cenazesine kalabalık bir işçi grubu, yazarlar, hukukçular ve dönemin aydınları katılır. Kadın kurtuluş mücadelesini sosyalizmle bütünleştirerek kendi yolunda cesaretle yürür, düşüncelerini ödün vermeden savunur ve kendisinden sonra gelen sosyalist feministlerin yolunu açar. Tristan, kısacık ömrüne pek çok şey sığdırmaya çalışmıştır. Ölümünden sonra kadın işçiler, Paris’te iş yerlerinde ve kulüplerde aktif olmaya başlarlar, kendi aralarında örgütlenip gazete çıkarırlar.

Kaynak

Saygılıgil Feryal- Flora Tristan Bir Paryanın Yolculuğu- Kadınlara Mahsus Gazete Pazartesi- Haziran 1999- Sayı 51

Tekeli Şirin-“Proleterin Proleteri -Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Tarihi Ansiklopedisi Cilt 1; s. 91

Karadeniz Zeynep Özgürlük Dünyası sayı 65

Yentür Zahide – yeni hayat türkçe-almanca gazete –Ütopyası işçilerin ve kadınların kurtuluşu olan bir kadın: Flora Tristan

Paylaş:

Benzer İçerikler

Norveç’te yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İşçi Partisi bünyesinde işçi kadınların sosyo-ekonomik çıkarlarını korumak için dernek kurdu, gazete çıkardı. Eşit oy hakkı için mücadele etti. Kürtaj, bekâr annelik, cinsel eğitim ve doğum yardımları, üzerinde durduğu konular arasındaydı.
Eserleri Türkçeye çevrilmese de Gerda Lerner, işçi sınıfı kadınlarının tarihini yazan ve akademide kadın tarihi bölümünün açılmasını sağlayan ilk kadın tarihçidir. Yahudi, göçmen, işçi ve profesör… Christine Schmidt’in kaleminden, 2 Ocak 2013’de kaybettiğimiz Lerner’in portresini paylaşıyoruz.
Küçük yaştan itibaren ev hizmetlerinde çalışmaya başladı. Bağımsız İşçi Partisi üyesiydi, WSPU (Süfrajet) hareketinde de yer aldı. Önce ev işçilerinin sonra sekreterlerin şartlarının iyileştirilmesi için sendika kurdu. Bir sosyalist ve feminist olarak yaşadı ve öldü.
Almanya’da birinci dalga feminizmin önde gelen isimleri arasında yer alan Minna Cauer, kız çocuklarının eğitimini, kadınların istihdam ve oy haklarını savundu. Sayısız kadın derneğinin yönetiminde yer aldı… Kadın Hareketi Dergisi’ni çıkardı, burada eşit haklar konusunda yazılar yazdı. 60’lı yaşlarının sonunda bile konferanstan konferansa koşturuyordu.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!