Yeni şube başkanı Nazan Ay: “Tüm sendikal organlarda eşit temsil olacak”

Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube’nin yeni başkanı, yol arkadaşımız Nazan Gevher Çam Ay oldu. Kongrede yaptığı konuşmada, “Kadınların hayatın her alanında etkin rol alması taraftarıyız. Tüm sendikal organlarda kadın-erkek eşit temsiliyet ilkesini uygulayacağız” diyen Nazan’ı ve tüm kadın arkadaşlarımızı tebrik ediyor, başarılar diliyoruz.
Paylaş:

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube, 9’uncu Olağan Genel Kurulu’nu geçen pazar günü Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde gerçekleştirdi. Şube yönetimi için dört listenin yarıştığı genel kurulda, seçimi Nazan Gevher Çam Ay’ın yeşil listesi kazandı.

İstanbul Kadıköy Belediyesi’nden, Mor Liste’den, Taşeron Belediye İşçileri Birliği’nden (TABİB) ve kadın eylemliliklerinden tanıdığımız Nazan, en son bir Whatsapp mesajıyla temsilcilik görevinden alınmıştı.

Kongre için İlkeli Sendikacılık Grubu olarak oluşturdukları bir liste ile çalışma yürüten Nazan, seçimlerden önce Kadın İşçi’ye verdiği söyleşide, kazanmaları durumunda “emek hareketini kadın hareketiyle buluşturmak” için çabalayacaklarını belirtmişti.

Kongrede, mevcut şube başkanı Murat Aydoğan’ın kırmızı listesi 45, Okan Gökdemir’in mavi listesi 48, Remziye Telli’nin beyaz listesi 77 oy aldı. Nazan ise yeşil listeyle girdiği seçimde 89 oy alarak şube başkanlığına seçildi.

Fotoğraf: Kartalın Sesi

Yol arkadaşımız Nazan’ı tebrik ediyor, kendisine ve tüm kadın arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Nazan’ın genel kurulda yaptığı konuşmanın bir bölümünü paylaşıyoruz:

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

“Bizler emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan işçileriz! Hayatı yaratan, dünyayı omuzlarında taşıyan işçi sınıfının onurlu üyeleriyiz. Dünyada yaşanan ekonomik krizler derinleşirken, sermayenin pençesini en çok ensesinde hissedenleriz!

Sermayenin saldırısına karşı mücadelenin ancak birleşerek, örgütlenerek olacağına inanıyor, konfederasyonumuz DİSK’in açtığı yolda ilerliyoruz. 13 Şubat 1967 tarihinde kurulan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kısa sürede saygınlık kazandı. Bunun sebebi, ‘tabanın söz ve karar sahibi olması’ ilkesinin ve sendika içi demokrasinin uygulanmasıydı. Yüzlerce, binlerce bilinçli işçi, gece gündüz demeden, yorgunluk bilmeden DİSK’e sahip çıktılar. Bizden önce gelenler yıllar içinde mücadeleleriyle DİSK’i büyüttüler. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin önderliğini yapan, 12 Eylül cuntasına karşı duran DİSK, tarih boyunca birçok bedel ödedi ve bu şerefli tarihi bize miras bıraktı. Bu yüzden ne olursa olsun ‘İnadına sendika, inadına DİSK’ demeye devam edeceğiz.

Sendika içi demokrasiyi uygulayacağız

Ancak geldiğimiz noktada DİSK ve sendikamız Genel-İş’in yöneticileri, sendika içi demokrasiyi ve tabanın söz ve yetki kararını unutmuştur. İşçi temsilcilerini, haksız disiplin soruşturmalarıyla, görevden almayla sendikadan uzaklaştırma yoluna gitmiştir. Oysa bizler sendikamıza bu kuruluş ilkesini hatırlatarak, işçi demokrasisini en temel sözümüz olarak ortaya koyuyoruz. Sendika içi demokrasiyi eksiksiz bir şekilde uygulayacağız. Hiçbir şekilde atama yapmayacağız, göreve gelecek olan bütün arkadaşlarımızı seçimle kabul edeceğiz. Ayrıca seçilmiş kişileri görevden almak gibi antidemokratik bir tutum sergilemeyeceğiz.

Siyasi partilerin arka bahçesi haline gelen sendika yönetimleri, koltuklarını korumak için işçinin çıkarından çok işverenin çıkarlarını korur hale gelmiştir. Tam da bu nedenle şube yönetimi olarak hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayacak, denetim mekanizmalarımız aracılığıyla böyle bir bağın olmasına izin vermeyecek, sadece işçinin talepleri ve istekleri doğrultusunda mücadele edeceğiz.

Kadro için mücadeleye devam

2018 yılında çıkarılan KHK yasasıyla kadro sözü verilerek belediye şirketlerine geçirildik. Ancak ne bu söz tutuldu ne de kadrolu işçiler kadar haklarımız oldu. Konfederasyonumuz DİSK, bu konuda yeteri kadar adım atmadı, belediye işçisini yalnız bıraktı. Dört buçuk yıldır belediye işçileri olarak kadro bekliyoruz ancak sendikamızı bu mücadelede yanımızda görmüyoruz. Soruyoruz: Bunun için ne zaman harekete geçilecek? Biz ise sokakta, meydanda, alanlarda, bulunduğumuz her noktada bu talebimizi dile getirdik. Tüm Türkiye’den işçi arkadaşlarımızla Ankara’ya gittik, miting yaptık, sesimizi duyurmaya çalıştık. Bu mücadelemizi yönetime gelince de sürdüreceğiz. Bu sefer sendikamızın gücünü arkamıza alarak kadro talebimizi haykıracağız. Kadroyu alacağız arkadaşlar! Ayrıca 52 günlük ilave tediye hakkımızı da alacağız!

Kendi maaşımızdan fazlasını almayacağız

KHK ile belediye şirketlerine geçirilene kadar ücretlerimiz asgari ücretin katları oranında zam alırken, 2018’den sonra sefalet ücretleriyle yaşam savaşı vermeye başladık. Bu yasanın tek olumlu yanı, binlerce belediye işçisinin tek bir sendikada örgütlenme hakkını kazanması oldu ve biz de DİSK Genel-İş Sendikası’nda örgütlendik. Bu bize bir yandan güç verirken, bir yandan koltukları kapanların nasıl güç zehirlenmesine yakalandıklarını gösterdi. Sendika yönetimlerini bir zenginleşme aracı olarak görenler oldu.

İşçiler enflasyon karşısında ezilirken, yönetimdeki arkadaşlar mesai arkadaşlarından fazla ücret almayı önemsemediler. Göreve geldiğimizde, kendi kadrolarımızda çalışırken aldığımız maaştan fazlasını almayacağımızın sözünü veriyoruz. Şube harcamalarını şeffaf bir şekilde bütün işçi arkadaşlara açıklayacağız. Zaten yoksullukla savaşan işçi bir de sendika aidatıyla daha fazla ezilmekte. Bu nedenle aidatların yevmiyenin 10’da 1’i olması için de mücadele edeceğiz.

Kadın işçiler sendika yönetimlerine

Bizler kadın mücadelesini işçi mücadelesinden ayrı görmeyenleriz. Bu nedenle temsilcilik dönemlerimizde regl izni hakkından ücretsiz kreş hakkına, İstanbul Sözleşmesi’nden toplumsal cinsiyet eşitliğine kadar kadınlar için çok önemli olan pek çok maddeyi Toplu İş Sözleşmesine yazdırdık ve kazandık. Ataerkil sistemin kadını yok sayan anlayışına karşı mücadele yürüten bizler, kadınların hayatın her alanında etkin rol alması taraftarıyız. Bu nedenle kadın işçilerin sendika yönetimlerinde olmasını çok önemsiyoruz. Tüm sendikal organlarda kadın-erkek eşit temsiliyet ilkesini uygulayacağız.

İşçi ve TİS komiteleri kuracağız

Biz diyoruz ki; tek adam rejimi ile yönetilen, yukarıdan emirlerle hazırola geçen, içi boş yapılara ihtiyacımız yok! Her işçi, sendikada konuşabilmeli, karar mercilerine etki edebilmelidir. Sendika yönetimleri şeffaf olmalı, işçiye hesap vermelidir. Bu nedenle işçi komiteleri ve toplu iş sözleşmesi komiteleri kuracağız.

Bizim sendikal anlayışımız, işçiye karşı dürüst, tüm süreçlerde işçinin yanında olan, onu sermayeye ezdirmeyen bir anlayıştır. Bizim para, mevki, koltuk derdimiz yok arkadaşlar. Ya kazanırız ve bu ilkeleri hayata geçiririz ya da bu ilkeleri hayata geçirmek için mücadele yürütürüz ve yine kazanırız. Dost ve düşman bilsin ki kazanacağız, mutlaka kazanacağız!

Çünkü biliyoruz ki örgütlenen işçi yenilmez, birleşen işçi yenilmez!

Sendikal mücadelede yeni bir anlayış

Bu seçim sürecinde Kadıköy Belediyesi ve Kartal Belediyesi işçilerinin temsilcisi olan 1 No’lu Şube’ye İETT emekçileri de katıldı. Bunun nedeni, iki belediyenin işçilerinin iradelerini bir kenara koyarak yeni delegelerle bu süreci dizayn etmekti. Ancak sebebi ne olursa olsun İETT emekçilerine de hoşgeldiniz diyoruz. Şube seçiminden sonra da bütün haklarımız için kol kola mücadele edeceğiz.

Ve son olarak diyoruz ki: Sendikal mücadelede yeni bir anlayış için adayız! Destek verin hep birlikte kazanalım!”

Paylaş:

Benzer İçerikler

Yarın DİSK’in 17. Genel Kurulu başlıyor. Delegasyonda ve salonda kadınların sayısı yine bir elin parmakları kadar olacak. Dünya sendikalarında yönetimlerde bir feminizasyon yaşanırken, bizler niye hâlâ kapı aralarından bakıyoruz? Bu konuyu konuşmanın tam zamanıdır, deyip, mikrofonu DİSK’li kadınlara yönelttik.
TABİB yeni bir oluşum. Platformdaki kadınlarla konuşalım istedik, karşımıza Kadıköy Mor Liste’den arkadaşlarımız çıktı. Ülke çapında örgütlenmişler, içlerinde her sendikadan işçi var. Kadro başta olmak üzere tüm taşeron belediye işçilerinin sorunlarını görünür kılıp çözüm üretmeye talipler. Kadın talepleri içinde sendikalarda eşit temsil başı çekiyor.
Tuzla’da patronun kapatacağını söylediği ve kıdem tazminatlarını kuşa çevirdiği EFT’te, işçiler fabrikayı işgal etti. Kadın işçiler, “Kadın usta yetiştiriyoruz” diye kendilerini üç kuruşa mobbing ve ekonomik şiddet koşullarında çalıştıran patrona karşı çok öfkeli.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!