Yurdu kapatılan kadın öğrenci: “Üniversiteye nasıl döneceğim?”

Üniversiteli potansiyelinin çok altında olan yurtlar tek tek kapanırken genç kadınlar barınma sorunu ile karşı karşıya kalıyorlar. Yeni bir şehirde yeni güzellikler yaşayacağını düşünen Newroz, Çerkezköy’deki yurdun kapatıldığını öğrenince “Hevesim kırıldı” diyor, kaldığı Ortaköy Kadın Yurdu’nun kapatıldığını öğrenen Çiğdem ise “Ben üniversiteye nasıl döneceğim” diye soruyor.
Paylaş:

Ağustos ayının son haftalarında üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından üniversite öğrenci adayları ve aileleri için heyecanlı ama bir o kadar da kaygılı dönemler başladı. Kayıtlar yapıldı ama bazı öğrenciler ve aileleri, kayıtların ardından ilk şoklarını yaşadılar: Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun internet sitesinde var gözüken yurtların yerinde yeller esiyordu!

Halihazırda üniversite öğrenci potansiyelinin çok altında olan yurt eksikliği, birçok öğrencinin okulu bırakmasına ve geldiği şehre, ailesinin yanına geri dönmesine neden oluyor. Buna karşı deprem ve tasarruf bahaneleriyle sayısı az olan yurtlar daha da azaltılıyor. Kapatılan yurtların ağırlıklı kısmının kadın öğrencilerin yurtları olması da kadınların geleceksizlik kaygılarını artırıyor.

Bu haberi hazırlarken hâlâ KYK sitesinde kapatılan yurtlara dair bilgi yoktu ancak yurt ücretlerine yüzde 50 zam geldiği duyurulmuştu. Dolayısıyla tam veriye ulaşmak mümkün değil. Şimdiye dek bilinen İstanbul’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı Ortaköy Kadın Yurdu, Kocaeli’nin Karamürsel ve Kandıra, Tekirdağ’ın Çerkezköy, Kapaklı, Çorlu, Hayrabolu; Isparta’nın ise Yalvaç, Eğirdir, Sütçüler ve Atabey ilçelerinde bulunan KYK’ya ait yurtların kapatıldığı…

Biz de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde eğitim görüp Ortaköy Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan Çiğdem, Çerkezköy’de üniversite kazanan Newroz, annesi Şükran ve teyzesi Şilan* ile konuştuk. Yurtların kapatılmasının genç kadınları nasıl etkilediğini onlardan dinledik.

Evrensel

“Çocuklarımız sokakta mı kalacak?”

Şükran, evlendiği erkek tarafından şiddet gördüğü için hamileyken ondan ayrılmış ve o günden bu yana ailesiyle birlikte yaşamaya başlamış. Şimdi Küçükçekmece’de oturuyorlar.

“Ayrıldığımızdan beri babası kızının hiçbir masrafına ortak olmadı. Ailem destek olduğu için bugün çocuğumu yetiştirip üniversiteye yollayabiliyorum” diyor Şükran ve 30 yıla yakın zamandır tekstilde çalıştığını söylüyor. Newroz’un üniversiteyi kazandığını öğrenmelerinin ardından üniversite okumuş kız kardeşine, Şilan’a bırakıyor resmi işlemleri.

Şilan ise KYK yurtlarını araştırırken Çerkezköy’de bir kız yurdu olduğunu görüyor. Kayıtların ardından bir kez daha, bu kez yurt için Çerkezköy’e gittiklerinde yurdun bu yıl deprem gerekçesiyle kapatıldığını öğreniyorlar.

“Şok olduk” diyor Şilan. “Nasıl olabilir! Bu çocuklar nerede kalacak? Hemen KYK’yı aradım. ‘Bizim çocuklarımız ne olacak? Sokakta mı kalacaklar?’ diye şikâyet ettim. Ama karşımdaki memur da farkında, ‘Biliyoruz, mağdur oldunuz ama bizim de yapabileceğimiz bir şey yok. Maalesef bu yıl kapalı ve ne zaman açılacağına dair henüz bir tarih veremiyoruz’ dediler bize. Çıldırmamak elde değil, hadi bizim çocuğumuz Küçükçekmece’den, yakından geliyor. En kötü her gün git gel yapacak. Ama uzak şehirlerden gelenler ne yapacak? Kız öğrencilerin hepsi üniversiteyi bırakmak zorunda kalacak? Hak mı bu?”

“Burada sürüneceğine yurtdışına gitsin”

“İnternette var gözükünce sevinmiştik ama oraya gidip yok denildiği zaman zorluk çekmeye başladık. Bize söylenene göre depremden kapatılmış ama bence masraf olarak gördüler, krizden kaynaklı kapattılar” diyor Şükran, sonrasında bu durumun kendilerini de çok olumsuz etkilediğini, pahalı alternatif arayışlarına girdiklerini söylüyor.

“Mecbur ev tutacağız. Ama burada kimseyi tanımayız, etmeyiz. Benim çocuğum daha önce hiç tek kalmadı. Hem korkacak hem biz de hep tedirgin olacağız. Bir de ev tutmak kolay mı? Şimdi ona bir sürü masraf etmemiz gerekecek? Nasıl altından kalkacağız, bilmiyorum.”

Şilan ise kadınların yurtlarının bilinçli kapatıldığını, genç kadınların ailelerinden uzakta okumalarının engellendiğini düşünüyor: “Kızlar okumasın diye ilk kız yurdunu gözden çıkarmışlar bence. Bu ülkeden gençler niye göç ediyor, diyorlar. İşte bu yüzden. Ben de yeğenimin seneye, İsviçre’deki ablamın yanına gitmesini istiyorum. Burada sürüneceğine, gitsin orada sürünsün. En azından dil öğrenir, bir geleceği olur.”

“Hevesim kırıldı”

Peki Newroz ne düşünüyor? Üniversiteyi kazandığına sevinirken bir anda barınma sorunu yaşayan Newroz’u bu durum nasıl etkiliyor:

“KYK yurdu kesin olur düşüncesine girdiğim için rahattım. Olmadığını öğrenince kendimi kötü hissetim. Benim okuma isteğimi çok kötü etkiliyor, çünkü artık ister istemez oraya o kadar hevesli yaklaşamıyorum yurt olmadığı için. Ben de kendi ayaklarım üzerinde durup farklı bir şehirde, farklı bir düzende, yeni heyecanlar, yeni güzellikler yaşayacağımı düşünüyordum. Ama işte barınma en büyük sorun. Şimdi tek başıma orada ne yapacağım, sorusunu düşünüp duruyorum. Tek başıma bazı sorunları nasıl halledeceğim? Hevesim kırıldı.”

Artı Gerçek

“Şimdi okula nasıl döneceğim?”

Çiğdem Sinema Televizyon Bölümü öğrencilerinden… Geçtiğimiz yıla kadar hem okuyup hem çalışarak bölümünü bitirmeye çalışıyordu. Ortaköy Kadın Yurdu’nda kalıyordu. Oranın ücretini öderken de zorlanan Çiğdem, geçen yıl okula bir dönem ara verip İzmir’de çalışmaya gitti. Onunla hem o süreci hem de yurdun kapatılmasını konuştuk.

“İstanbul’da öğrenci olmak mümkün değil. Ulaşıma getirilen 30 yaş sınırı, barınma sorunu, yeme içme fiyatları, okula atanan rektörden sonra okulda yaşananlar, öğrencisinden haberdar olmayan profesörler vs. Böyle bir ortamdan canlı çıkabilmek; bir yandan sürekli barlarda, kafelerde çalışmak zorunda kalmak ve çok düşük ücret karşılığında… Bütün bunlar bir araya geldiğinde ortaya çıkan sonuç korkunçtu benim için. Sürekli mental olarak çöküntüdeydim.”

Kaldığı yurdun kapatılmasına tepkili Çiğdem. “Ucu açık bir şekilde, herhangi bir tarih bile vermeden yurdu kapattılar. Bu kadar öğrenci ne yapacak? Bir alternatif de göstermiyorlar. Kayyum rektör ve politikalarının ne olduğu ortada. Asla öğrencinin yanında olmayan bir yönetim bu. Daha önce de kütüphane saatlerini değiştirdiler, festivalleri yasakladılar, okula giriş çıkış saatlerini kafalarına göre düzenlediler. Şimdi de yurda göz diktiler.

Ben yaşamak istediğim bir şehri ve okulu zaten maddi sıkıntılardan kaynaklı bir dönem bırakmak zorunda kaldım. Şimdi nasıl döneceğim? Küçük bir şehirde dahi kira ücretleri ortada. İstanbul gibi bir yerde öğrenciler ne yapacak? Okulun yerleşkesi Beşiktaş ve civarında özellikle bu konumda yaşam sürmek bu fiyatlar ile imkânsız.”

Paylaş:

Benzer İçerikler

Yeni dönem OVP’yi ve “güvenceli esnekliği” konuştuğumuz Özge İzdeş konunun altını çok net çiziyor: “Kadının; hele tek gelirle, tam zamanlı bir işle bir hanenin geçinemediği bir Türkiye ekonomisi ortamında esnek istihdamla ciddiye alınacak bir gelir elde edip kendi başına ekonomik özgürlüğünü, kendinin ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir gelir elde etme ihtimali yok.”
Yeni Yaşam’ın düzenlediği 31. Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Yarışması sonuçları dün açıklandı. Altı ayrı dalda düzenlenen yarışmada muhabirimiz Rahime Karvar’ın tarım işçisi kadınların yaşadıklarına odaklanan haber dizisi, “Gurbetelli Ersöz Kadın Haberciliği” ödülüne layık görüldü
Acun Karadağ’ı KHK’lara karşı yürütülen Yüksel direnişiyle tanıdık… Direnişçiler bizlere bir hak mücadelesinin nasıl meşruiyet kazanıp, geniş kesimleri etkileyeceğini gösterdiler. Acun direniş güncelerini “Güneş Her şeyin Farkındaydı” isimli kitapta topladı. Onunla o günleri hatırlıyor ve gerçek eylem bilgisinin ne olduğunu öğreniyoruz.
AKP’li yöneticilerin baskı uyguladığı Menemen Belediyesi’nde kadın işçiler sürgüne gönderildi. Onları yıldırmak için süpürgeyi araç olarak kullandılar. Tazminatsız atıldılar fakat sessiz kalmadılar. Belediye önünde 83 gündür direniyorlar. Eylemci işçilerden Umut yaşananları anlattı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!